Eğer öğrenci iseniz bilirsiniz veya öğrencilik yıllarından hatırlarsınız: Matematik dersini diğer birçok dersten ayıran en önemli farklardan biri sadece dinleyerek veya okuyarak öğrenilemeyeceğidir. Matematik kurallarını gördükten sonra bu kuralları uygulamalı, problem tarzında görmeli, kağıt kalem yazmalı, çözmeli ve bunu birçok defa tekrarlamalısınız. Matematik sayı ve sembollerin dilidir. Ve tıpkı dil öğrenmede olduğu gibi ancak bol pratik yaparak matematik öğrenimi gerçekleşir.
Yapılan pratikler aktif düşünmeyi ve akıl yürütmeyi gerektirdiğinden, öğrenciler öğrenmeye devam etmek için ihtiyaç duydukları motivasyonunu elde etmiş olurlar. Uygulama yapma, öğrencilerin daha derin bir anlayış kazanmalarına ve kavramlar arasında bağlantı kurmasına fırsat verdiğinden, pasif kuraldan daha fazlasını yaparak matematiksel düşünmeye başlarlar (*).
Her bir matematik probleminin (sorusunun) kendine özgü bir karakteri vardır. Okul müfredatları (öğretim programı) öğrencilere kazandırılacak bilgi veya beceriler (kazanımlar) üzerine kurgulanır. Sizin karşılaştığınız matematik problemleri, yukarıda bahsi geçen kazanımların öğrenciler tarafından kazanılıp kazanılmadığını test eden yani ölçen sorulardan oluşur. Her bir problem, bir veya birkaç kazanımı ölçebilir. Hatta her bir kazanım onlarca çeşit soru tipi ile ölçülebilir. Matematik adına öğrendiğiniz en küçük bir ilke veya basit bir kural, karşınıza farklı kılık ve kıyafetlere bürünmüş problemler olarak çıkabilir. Ne mi yapmalısınız? Olabildiğince çok problem çeşidi ile karşılaşmalı, çözebildiğiniz kadar çok soru tipini çözmelisiniz. Konu ile ilgili birkaç soru tipini çözüyor, hepsini çözemiyor iseniz, matematik öğrenmeniz tam olarak gerçekleşmiş sayılmaz. Yani siz balık tutmayı öğrenmemiş, yalnızca birkaç balık yakalamışsınız demektir.
İzlemekle Yetinmeyin!
Matematik için sosyal medyadan veya eğitim sitelerinden ders videoları izlemek öğrenmede oldukça faydalı olabilir. Fakat sadece izlemek, matematik için yeterli olmayacaktır. Aynı şekilde sınıfta öğretmeni dinlemek veya sınavlara çalışırken derste alınan notları okumak, sınırlı ve geçici bir etkinlikten öteye geçmeyecektir. Konuya dahil olmalı, notlar almalı ve tabi ki ilgili problemlerle de muhatap olmalısınız. Problem çözümünde takıldığınız yerleri veya düştüğünüz hataları not edin. Sonrasında ise konuya geri dönerek ilgili bilgi ve kuralları gözden geçirin. Farklı problem türlerini çözmekte hala güçlük yaşıyorsanız, bir öğretmene, üst sınıftan birine veya bir arkadaşınıza danışın. Bu deneyim öğrenme seviyenizi artırır. Konunun uygulaması problemler üzerinden gerçekleşir. Uygulama yapmadan öğrenmeniz tamamlanmayacaktır.
Sorularla Akılda Tutun.
Tekrar tekrar konu çalışmak sıkıcı gelebilir. Bunun yerine konu tarama testleri veya denemeler yaparak ilgili konuları zihninizde canlı tutun. Bu anlamda kısa, hatırlatıcı notlar içeren kaynaklar (üç sütunlu) işinize yarayabilir.
Bu araya deneme resmi konabilir.
Kendi problemlerinizi yazın.
Daha ileri seviye bir öğrenme için, kendi problemlerinizi oluşturabilirsiniz. Konuyla ilgi problem türleri yazın ve bunları çözün. Bu teknik, konuya üst bir bakış sağlayacağından etkili ve kalıcı bir öğrenme sağlayacaktır.
“Ezberlemek istemiyorum” diyorsanız, Tekrar Edin.
Öğrenmede en etkili yollardan biri tekrardır. Tekrar yapmanın en pratik yolu ise soru çözmektir. Konu anlatımlarına maruz kalmak, ezber yapmak can sıkıcı olabilir. Bu sıkıcılığı problemler üzerinden konuyu tekrar ederek aşabilirsiniz. Unutmayın problemler, konunun en can alıcı veya en küçük ayrıntı içeren noktaları göz önüne alınarak hazırlanır. Soru yazarları özellikle konu tarama testleri aracılığıyla konuyu en kapsamlı bir şekilde soru formatına dönüştürmeye çalışırlar. Böyle bir testin çözülmesi ilgili konu anlatımının baştan sona çalışılması ile aynı anlama gelir.
Unutmatın; Ne Kadar Pratik, O Kadar Matematik.
Kaynaklar
* Chubb, M (2018). The role of “practice” in mathematics class. September 5, https://buildingmathematicians.wordpress.com/2018/09/05/the-role-of-practice-in-mathematics-class/